Duygusal zeka (duygusal bölüm veya EQ olarak da bilinir), stresi azaltmak, etkili iletişim kurmak, başkalarıyla empati kurmak, zorlukların üstesinden gelmek ve çatışmayı yatıştırmak için kendi duygularınızı olumlu şekillerde anlama, kullanma ve yönetme yeteneğidir. Duygusal zekâ, daha güçlü ilişkiler kurmanıza, okulda ve işte başarılı olmanıza ve kariyer ve kişisel hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olur. Ayrıca duygularınızla bağlantı kurmanıza, niyeti eyleme dönüştürmenize ve sizin için en önemli olan şeyler hakkında bilinçli kararlar almanıza yardımcı olabilir.
Muhtemelen akademik olarak parlak, ancak sosyal olarak beceriksiz ve işte veya kişisel ilişkilerinde başarısız olan insanlar tanıyorsunuzdur. Entelektüel yetenek veya zekâ bölümünüz (IQ) hayatta başarıya ulaşmak için tek başına yeterli değildir. Evet, IQ'nuz üniversiteye girmenize yardımcı olabilir, ancak final sınavlarınızla yüzleşirken stresi ve duyguları yönetmenize yardımcı olacak EQ'nuzdur. IQ ve EQ birlikte var olurlar ve en çok birbirlerini oluşturduklarında etkilidirler.
Duygusal Zekâ ve Liderlik
Etkin bir liderde olması gereken duygusal zekânın 5 bileşeni aşağıdaki gibidir;
Öz farkındalık Kendini ayarlama
Motivasyon Empati
Sosyal beceriler
Öz farkındalık: Kişinin kendi duyguları, güçlü ve zayıf yönleri, ihtiyaçları ve güdülerini derin bir şekilde kavramasıdır. Öz farkındalığı yüksek kişiler ne aşırı eleştirelliğe ne de gerçekçilikten uzak umutsuzluğa kapılırlar. Tersine kendine ve başkalarına karşı dürüst olurlar.
Motivasyon: Başarma arzusuyla hareket etmektir. Başarma güdüsüyle motive olan insanlar, tutkuludur. Yaratıcı sınavlardan geçmeye çalışır, öğrenmekten hoşlanır ve işin iyi yapılmasından gurur duyarlar.
Kendini ayarlama: Kişinin iç konuşmalarını kaygı ve kötü ruh hallerinden çok daha yararlı olabilecek, sakince düşünme moduna almasıdır. Yaşanan durumun neden yaşanmış olabileceğine dair sakince düşündüğü, analiz ettiği ve çözüm ürettiği bir iç konuşmadır.
Kendini ayarlamanın kolayca gözlemlenebilen belirtileri;
- Etraflıca düşünmeye ve anlayışlı olmaya yatkınlık.
- Belirsizlik ve değişim karşısında rahatlık.
- Dürtüsel itkilere karşı koyabilme yeteneği ve dürüstlüktür.
Liderler için empati: Karar alma sürecinde başka faktörlerin yanı sıra çalışanların duygularını da anlayışla göz önünde tutmak anlamına gelir. Günümüzde ekip çalışmalarının artması, küreselleşme ve yetenekleri elde tutma ihtiyacı nedeniyle özellikle önemlidir.
Sosyal beceri: Kişinin başkaları ile olan ilişkilerini yürütme yeteneğidir. Kendi duygularını anlayıp kontrol edebilen ve başkalarının duygularına empati ile yaklaşan insanlar genelde ilişkileri yürütmekte de etkili olurlar.
Oto kontrol: Kişinin ilgisini istediği yere yöneltip dikkat dağıtıcılara direnerek ilgisini o konu üzerinde tutmasına denir. Halk arasında irade olarak bilinir.
Oto kontrole sahip kişiler daha sağlıklı, başarılı, yasalara saygılı ve finansal açıdan da daha iyi durumda olurlar.
Trafik Işıkları gibi düşünün;
- Kırmızı ışık, ‘Dur, sakinleş, harekete geçmeden önce düşün.’
- Sarı ışık, ’Yavaşla, olası çözümler üzerine düşün.”
- Yeşil ışık, ‘Planı uygula, bak bakalım işe yarıyor mu?” demektir.
Empati 3 çeşittir:
Bilişsel empati: Bir başkasının görüş ve düşüncelerini anlamak.
Duygusal empati: Bir başkasının duygularını anlamak.
Empatik ilgi: Bir başkasının size hangi konularda ihtiyaç duyduğunu sezme becerisidir.
Güven veren, demokratik, yakınlık sağlayan ve yönlendirmede ustalaşan liderler en iyi iklimi ve iş performansını elde ederler. Mizaca uygun tarz seçmek yerine durumun ihtiyaçlarını karşılayan tarzı sergilemeleri her zaman fark yaratır. En iyi liderler pek çok tarzda ustalaşır ve koşullar değiştikçe farklı tarzlara geçme esnekliğine sahiptirler.
Başarı ve Duygusal Zekâ ilişkisi
Kariyerinizde başarılı olmak için rakiplerinizden daha fazla mesleki bilgi ve tecrübe sahibi olmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak kariyerinizde fark yaratmak ve başarılı olmak için mesleki bilginin dışında duygusal zekâ gereklidir. Araştırmalar mantıksal zekâ düzeyini (IQ) destekleyen duygusal zekâ (EQ) düzeyi artıkça bireylerin başarılarının artığını desteklemektedir. Bu öngörü tüm meslekler için geçerli olmasa da insanla birebir etkileşimin gerektiği işlerde başarıyı etkileyen bir faktör haline gelmektedir. Hizmet, sağlık ve eğitim sektörü, öğretmenlik, liderlik, reklam ve pazarlama gibi çalışma alanlarında duygusal zekânın
etkisinin belirgin hale geldiğini söyleyebiliriz.
Duygusal Zekâ ile başarısı kanıtlanmış kişiler
Kariyerinizde başarılı olmak için ayrıca duygusal zekâ sahibi bireylerin sahip olduğu “kişisel yetkinlik” ve “sosyal yetkinlik” becerisine sahip olmalısınız. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler sahip oldukları olumlu ya da olumsuz duyguları yönetmeyi bilirler ve duygularını faydaya çevirirler. Bu yönü sayesinde duygusal zekâ düzeyi yüksek biri başarısızlıkla karşılaştığında mantıklı ve soğukkanlı davranıp yapıcı çözümler üretebilir. Fiziksel, ekonomik, teknolojik ya da yönetimsel değişiklikler karşısında önyargısız durabilir ve kendini yeni duruma kısa sürede adapte edebilir. Bunlar dolayısıyla başarı yolunda ilerlemekte ve insan ilişkilerinde etkili olan duygusal zekâ; insanların liderlik, yöneticilik gibi alanlarda daha etkili bir şekilde yer almasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak duygusal zekâsı yüksek bireyler insanlarla iletişim becerileri ve öz farkındalıklarını geliştirdikleri için kendi yaptıkları hataların da başkalarının yaptıkları hataların da farkına daha rahat vararak bunlarla yüzleşebilirler. Özellikle iş ortamına insanları anlayıp onlarla iyi iletişim kurarak takım halinde hataları düzeltip gerçek bir lider konumuna rahatça geçebilirler. Lider olmak ile patron olmak arasındaki en büyük farklardan birisi de duygusal zekâdır. Bireyler her ne kadar yetkin olursa olsun duygusal zekâsı olmadan çevresine ve kendisine yeteri kadar yardımcı olamazlar. Toplumları ve firmaları ayakta tutanlar yüksek farkındalığa sahip liderlerdir.
Paylaş: