Metaverse, yapay zekâ, makine öğrenmesi kavramlarını çok sık duyuyor olduk. Oldukça popüler olan bu kavramlar eskiden sadece bilim kurgu filmlerinde kendilerine yer bulurken şimdilerde hayatımızın bir parçası haline geldi. Alışveriş yaparken, bilgisayarda arama motorunda araştırma yaparken, tatile nereye gideceğimize karar verirken ve çok daha fazla konuda arka planda çalışan bu uygulamalar finans ve bankacılık işlemleri konusunda da hayatımızı kolaylaştırmaya başladı.
Yapay zeka finansal alanda temelde maliyet merkezli yaklaşımı kar merkezli yapmaktadır. E&Y’ın 20 Şubat 2020 tarihli basın bülteninde yapay zeka finansal hizmetler sektöründe büyümenin en önemli itici gücü olarak tanımlanmıştır. Yapay zekâ teknolojileri müşteri sadakati ve memnuniyetine verdiği artan önem, müşteri deneyimine odaklanması ve tüm finansal işlemleri otomatikleştiren yapısı ile öne çıkmaktadır.
E&Y’ın aynı bültenine baktığımızda Cambridge Üniversitesi Alternatif Finans Merkezi (CCAF), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Invesco iş birliğiyle bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya göre finansal hizmet sağlayıcı organizasyonların liderlerinin %85’i yapay zekayı şu anda kullandığını, %64’ü ise bu teknolojiyi iki yıl içinde yeni gelir kaynağı, yeni müşteri kazanımı ve risk yönetimi gibi konularda kullanacaklarını söylemişlerdir. Bu istatistikler de gösteriyor ki yapay zekânın hem bugün hem de gelecekte getirdiği farklı yaklaşımlarla maliyetleri neredeyse yok edip karı artırabileceğini söyleyebiliriz.
McKinsey’nin 19 Eylül 2020 tarihli, “Geleceğin yapay zekâ bankası: Bankalar yapay zeka sorununun üstesinden gelebilir mi?” isimli raporuna göre yapay zeka, bankalar için yılda 1 trilyon dolarlık değerin kilidini açma potansiyeline sahip olduğundan, değer yaratma potansiyeli endüstriler arasında en büyüklerden biridir. Bu değeri yaratmak isteyen bankalar yapay zekâ öncelikli bankalara dönüşmelidir.
Yapay zekâ bankacılık sektöründe bireysel segment kısmında %95, kobi segment kısmında %30-%40, ticari kurumsal segment kısmındaysa neredeyse %0 oranında kullanılmaktadır. Eğer bankalar geleneksel yapılarını inovatif bir sürece sokup yapay zekaya, makine öğrenimine yatırım yaparlarsa gelecekteki rekabet savaşında daha güçlü bir konuma gelebilirler.
Bankacılıkta müşteri, işlemleri hızlı ve konforlu bir şekilde yerine getirirken aynı zamanda verilerinin güvenle saklanmasını da talep etmektedir. Hem güvenlik hem konfor alanında da kendini gösteren çarpıcı ilerlemelere neden olan yapay zekâ teknolojileri bankacılıkta müşteri deneyimini iyileştirmek ve bankaların operasyonel maliyetlerini azaltmak için önemli gelişmeler ortaya koymaktadır.
Otomatik kredi skorlaması, sanal asistanlar, chat-bot, yüz tanıma sistemleri, imza gerçeklik tespiti, insanların duygu analizi, müşterilerin hangi kanaldan hangi işlemi yapacağının tespiti ve çok daha faz lası finansal sektöre yeni katılan inovasyonlardır.
Otomatik kredi skorlaması sayesinde kredi notu zaman alan bir inceleme süreci yerine anında öğrenilebilmekte, imza gerçeklik tespiti ile hem denetimler hem de müşteri deneyimi daha hızlı hale gelmekte, yüz tanıma sistemi ile sistem güvenliği çok daha yüksek olmaktadır. Tüm bunların yanında finans dünyasında yapay zekanın parladığı en öne çıkan özellik: chat-bot.
Chat-bot teknolojisi başta robotik bir süreçken doğal dil analizlerinin yapılması sonucu müşterilere sanki karşı tarafta bir insan varmış deneyimi yaşatmaktadır. Temel bankacılık işlemlerini chat-bot üzerinden hallederken, finansal alanda bilmediğiniz kelimeleri ona sorabilirsiniz. Gelecekte bir şirketin her departmanı için ayrı chat-bot teknolojileri olabilir. Bu sayede departmanlar arası ve departman içi işlemler hızlanırken maliyet minimize edilebilir.
Yapay zeka bu kadar hayatımızın içindeyken Web 3.0 ile ortaya çıkan Metaverse kavramını incelediğimizde ise hala çok daha fazla belirsizlik olduğu görülmektedir. Metaverse tanımı gereği eğlenebileceğiniz, sosyalleşebileceğiniz ve rahatlayabileceğiniz sanal bir dünyayı ifade etmektedir. Kısaca fiziksel ve sanal yaşamlarımızın bir birleşimidir. Son zamanlarda oldukça gündemde olan blockchain teknolojisi bu kavramın gelecekteki yerini fazlaca somutlaştırmıştır. Blockhain teknolojisi ile birlikte metaversede de kullanılabilecek kripto para birimleri ve NFT’ler hayatımıza girmiştir. Dolayısıyla finans ve bankacılık sektörü de önemli ölçüde değişimlere karşı hazırlıklarına başlamıştır. Gelecekte tüm bankacılık işlemleri metaverse evrenine taşınabilir ve şu an alıştığımız bankacılığın anlamı tamamen değişebilir, fiziksel yapılan bütün işlemler ortadan kalkabilir. NFT, blockchain teknolojisi ve kripto paralar bankacılığın bir parçası haline gelebilir. Finansta ilk, en büyük ve kayda değer atılımı dünyanın en büyük hisse değerine sahip olan bankası JPMorgan tarafından yapılmıştır. Metaverse evreninin ilk banka
şubesini “Onyx” ismiyle açmıştır. Yayınladığı raporda sanal evrende yapılan ekonomik faaliyetlere “meta-ekonomi” adını vermiştir. JPMorgan bu atılımıyla banka düzeyinde ürünler ve dijital varlık platformu sayesinde metaverse evrenindeki oyun platformu sağlayıcılarının finansal işlemlerini yapabilmelerini sağlamayı, finansal düzeydeki illegal işlemlerin önüne geçmeyi, kolay ticarileşme için uygun ortam yaratmayı, metaverse endüstrisini dünya çapında birden fazla para birimi ve ödeme yöntemiyle ölçeklendirmeyi amaçlamaktadır.
Paylaş: