Avrupa'daki bankacılık ve finans sektörü incelendiğinde, Almanya'nın finans merkezi olarak Frankfurt şehrinin öne çıktığı görülmektedir. Kıta Avrupa'sındaki bankalar ve finansal hizmetler için en önemli yerlerden biridir ve FrankfurtRheinMain bölgesinin ekonomik gücü için kritik öneme sahiptir.
Frankfurt'taki kredi kurumlarının, borsaların, finansal aracıların ve uzman bilim kurumlarının sayısı ve önemi Avrupa genelinde sadece Londra tarafından geçilmektedir. Ancak, Brexit süreciyle birlikte iki şehir arasındaki farkın Frankfurt lehine hızla kapanmaya başladığı görülmektedir. Finans merkezlerinin küresel sıralamasında, New York, Londra, Tokyo ve Frankfurt ilk dört sırayı oluşturmaktadır.
Almanya'daki finansal oyuncuların çoğu Frankfurt'ta yoğunlaşmıştır. Avrupa Merkez Bankası (ECB), Bundesbank, Alman Menkul Kıymetler Borsası ve EIOPA Frankfurt'ta merkezlerini bulundururken, ayrıca birçok girişim ve iş geliştirme ajansı da yer almaktadır. Komşu üniversite ve teknik kolejlerle birlikte, Frankfurt yüksek düzeyde finansal yeterliliğe sahip bir bilim merkezi konumuna dönüşmektedir.
ECB, Euro bölgesinin ortak para birimi olan Euro'nun satın alma gücünü ve fiyat istikrarını garanti altına almakla görevlidir. Euro bölgesi, 1999'dan beri Euro'yu tanıtan 15 Avrupa Birliği ülkesinden oluşmaktadır. Deutsche Bundesbank Federal Almanya Cumhuriyeti'nin merkez bankasıdır ve Eurosystem'in para politikasından sorumludur. Diğer temel iş alanları arasında finansal ve para birimi sistemi, bankacılık denetimi, nakitsiz ödemeler ve nakit bulunmaktadır. ECB (Avrupa Merkez Bankası), Frankfurt'ta bulunan ve Euro bölgesinin para politikasını yöneten bir kurumdur. ECB'nin 2021 yılı itibarıyla bilanço toplamı yaklaşık 7 trilyon Euro civarındadır.
Federal Finansal Denetim Otoritesi (BaFin), bankalar ve finansal hizmet sağlayıcıları, sigorta ve menkul ticaret ve kamu yararına göre hareket eder. Ana hedefi, işleyen, istikrarlı, dürüst ve sürdürülebilir bir Alman finansal sistemini garanti etmektir. EIOPA (Avrupa Sigorta ve Mesleki Emeklilik Kurumu), bağımsız bir sigorta ve mesleki emeklilik kuruludur ve Avrupa Komisyonu'na tavsiyelerde bulunmaktadır. Finansal kriz sonrasında bile Frankfurt finans merkezi çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
Frankfurt, Almanya'nın finans merkezi olarak bilinir ve birçok bankanın genel merkezi veya şubesi burada bulunmaktadır. Frankfurt'ta yaklaşık olarak 200'den fazla banka ve finans kuruluşu bulunmaktadır. Bu bankaların büyük çoğunluğu özel veya ticari bankalardır. Frankfurt'ta bulunan bazı bankaların genel merkezleri şunlardır:
- Deutsche Bank
- Commerzbank
- DZ Bank
- KfW Bankengruppe
- Helaba (Landesbank Hessen-Thüringen)
Uluslararası bankalar arasında Frankfurt'ta şubesi veya genel merkezi bulunan bankalar şunlardır:
- JPMorgan Chase
- Citibank
- Goldman Sachs
- Morgan Stanley
- HSBC
- Société Générale
- UBS
- Credit Suisse
- ING Group
- BNP Paribas
2020 yılı verilerine göre, Almanya'da en büyük bankalar arasındaki pazar payları şöyledir:
- Deutsche Bank: %5.5
- Commerzbank: %2.8
- KfW Bankengruppe: %1.8
- DZ Bank: %1.7
Finans sektöründe uluslararası düzeyde aktif olan şirketlerin tercih ettiği en popüler iş yapma yerinin Alman finans merkezi olduğu bilinmektedir. Bankacılık Komitesi, Frankfurt finans merkezinin başarısının ve dolayısıyla kendi itibarının Alman finans merkezi ile bağlantılı olduğunu fark ettiği için finans sektöründe farkındalığı teşvik etmektedir. Bu durum, Main bölgesindeki tüm oyuncuları dengelemektedir. Klasik, geniş kapsamlı finansal kurumlar olan bankaları dengelediği gibi finans sektörü için önemi artan yeni oyuncuları da etkilemektedir.
Finansal piyasalarda son dönemde yaşanan çalkantılar sadece piyasalardaki oyuncuları etkilemekle kalmamış, aynı zamanda dünyadaki çeşitli düzenleyici kurumların da ilgisini çekmektedir. Bu durum, olası düzenleyici müdahalelerin derinliği yoğun tartışmaları beraberinde getirmiştir. Ana olay, etkili bir düzenleyici mimari uygulamaktır. Bu konuda en son örnek, Avrupa Parlamentosu Finans Komitesi'nin, Avrupa'nın gelecekteki tüm mali denetimini Frankfurt'ta bir araya getirme çağrısı yapmasıdır. Frankfurt, küresel ağa bağlı borsaların rekabetinde son derece başarılı bir finans merkezidir. Bu finans merkezini karakterize eden çok sayıda güçlü yönü bulunmaktadır. Deutsche Börse, dünyayı sarmaktadır ve genişlemeye devam etmesi gereken küresel ağdır. Bu durum, Frankfurt finans merkeziyle olan hayati bağlantısını değiştirmemektedir. Bir yandan Deutsche Börse'nin başarısı, Frankfurt bölgesine sürdürülebilir ekonomik istikrar ve güvenli işlerin yanı sıra uluslararası bir itibar kazandırmaktadır. Öte yandan, Deutsche Börse onsuz küresel rekabetin zorluklarıyla baş edemeyecektir, çünkü bu bölgeden güç almaktadır.
Metropoller arasındaki rekabette finansal sermayenin yanı sıra beşeri sermaye de belirleyici bir rol oynamaktadır. House of Finance ve Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu, Londra ve Paris finans merkezleriyle eşit şartlarda rekabet edebilecek bir entelektüel altyapı oluşturmaktadır. Frankfurt, sağduyu ile eş anlamlıdır. Frankfurt finans sektörü, diğer finans merkezlerinin aksine reel ekonomiyle olan yakın bağlarını her zaman korumuştur. Main'deki metropolün, finansal krizin zirvesinde bile, diğer uluslararası finans merkezlerinde olduğu gibi hiçbir zaman aşırılık veya işten çıkarma dalgaları göstermemesinin nedenlerinden biri de budur. Frankfurt finans merkezindeki aktörler, bir finans merkezinin en önemli görevinin, ekonomik büyümeyi desteklemek için uzun vadeli sermaye gereksinimlerini uzun vadeli yatırım gereksinimleriyle birleştirmek olduğu inancıyla hareket etmektedir. İlgili aktörler de bu işleve odaklanmaya devam etmelidir.
Frankfurt'un uluslararası bir finans merkezi olmasında Avrupa Merkez Bankası'nın rolü büyüktür. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) kurulması, kentin bir bütün olarak yararlandığı önemli bir ivme kazandırmıştır. Frankfurt her zaman çok açık bir şehir olmuştur ve ECB sayesinde belki de tüm şehirlerin en Avrupalısı haline gelmiştir.
Alman KOBİ'leri bankalar arasında son derece popülerdir. Orta ölçekli işletmeler, yıllardır kooperatif bankaları ve tasarruf bankaları için klasik bir faaliyet alanı olarak görülüyor. Ancak artık orta ölçekli şirketler rekabetin odağında yer alıyor. Düzenlemeler, kaybedilen iş modelleri, mali piyasa ve devlet borç krizinin tetiklediği iç pazarlara dönüş ve Alman ekonomisinin gücü bunu mümkün kılıyor. Kısacası, reel ekonomiye dönüş, bankaların ülke ekonomisindeki üstün konumları nedeniyle küçük ve orta ölçekli işletmelere hak ettikleri ilgiyi göstermelerine olanak sağlamaktadır.
Orta ölçekli büyük şirketler için alternatif finansman kaynağı ve risk yönetimi açısından sermaye piyasalarının geliştirilmesi son zamanlarda önem kazanan bir konudur. Şirketlerin yatırımcılarını çeşitlendirmeye veya alternatif finansman kaynaklarına olan ilgisi, özellikle geçtiğimiz kriz yıllarında yaşanan gelişmelerle canlanmıştır. Alternatif finansman araçları, öz sermaye artırımı yapmak isteyen yatırımcılar veya tahvil ihracı yaparak yeni yatırımcılar arayan şirketler için önemli bir seçenek olarak görülmektedir. Bu bağlamda, özellikle orta ölçekli şirketler ve yatırımcılar için ilginç bir alternatif olan senetler, sermaye piyasasına yakın bir
finansman aracı olarak kabul edilmektedir.
Bu artan sermaye piyasası talebi, Frankfurt gibi uluslararası öneme sahip bir finans merkezi için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Frankfurt, dünya çapında lider bir rol oynayan ve Almanya'nın ulusal şampiyonu olan bir finans merkezidir. En büyük dört Alman bankası ve 40 ülkeden yaklaşık 200 yabancı banka da dahil olmak üzere, 260 kredi kuruluşunda yaklaşık 75.000 kişi istihdam edilmektedir.
Frankfurt Sanayi ve Ticaret Odası (IHK Frankfurt) ve bankacılık komitesi, Frankfurt finans merkezinde önemli bir role sahiptir. Çünkü burada temsil edilen büyük finans kurumlarının çoğunun temsilcileri çalışmaktadır. IHK Frankfurt ve bankacılık komitesi, Frankfurt finans merkezini Avrupa finans piyasalarının denetim merkezi haline getirmeyi hedefleyen stratejileriyle bilinmektedir. Bu iki kuruluş, Frankfurt finans merkezinin dış imajını ve pazarla asını da desteklemektedir. 'Frankfurt Main Finance' isimli başarılı bir ticari markanın finans merkezi için oluşturulmasında ortak çalışma yapmaktadırlar. Finans merkezinin geleceği
için pes etmemek belirleyici faktörlerden biridir, burada Frankfurt da dâhil olmak üzere dünyadaki tüm yerleşik finans merkezlerinin önceliği sürekli olarak sorgulanmaktadır. Bu, Küresel Finans Merkezleri Endeksi (GFCI) tarafından da gösterilmektedir: 2007'de listelenen 50 finans merkezinden 24'ü Avrupa'dayken, 2012'de 77'den sadece 34'üdür. Ancak, Frankfurt için bu dinamik bir avantajdır, çünkü gelişmekte olan piyasalardaki finans merkezlerinin gelişimi için güvenilir ve bilgili bir ortak olarak öne çıkmıştır. Yabancı yatırımcılar, Frankfurt finans merkezinin kendilerine neler sunabileceği konusunda net bir fikre sahiptir
Share: